Kadıköy'den referandum izlenimleri

Halkevleri, Kadıköy’de referanduma yönelik HAYIR afişlemeleri ve bildirilerine ilk başlayan kurum oldu. Şimdi Hayır’cılar çok çeşitlendi. İyi de oldu. EVET’ çiler ise ekranlarda göründüğü ya da gösterildiği gibi çeşitli değil, sadece AKP’den ibaret. Bildiri dağıtımı sırasında yaşadıklarımızı sizlerle paylaşmak istiyoruz. 

Mehmet'ten izlenimler
Bir akşam vakti Yeldeğirmeninde sokakları dolaşıp bildiri dağıtıyoruz. Sokağa sandalyeleri çıkarıp serinlemeye çalışan kadınlarla birlikteyiz. Türbanlı bir kadın yüzündeki keskin ifade ile EVET’ çi olduğunu söylüyor ve uzatılan bildiri için, “Bana vermeseniz de olur” deyip eliyle arkadaşını göstererek, “Ona verin, o HAYIR’cı" diyor. Hepimizin yüzü birden diğer kadına dönüyor. HAYIR’cı kadın da kendinden emin bir ifade ile; “Ben kesin HAYIR diyeceğim” deyip yanımıza oturuyor...

Bu sırada türbanlı kadın halkevci arkadaşlarımıza dönüp, “Peki anlat kızım madem, neden HAYIR diyorsunuz?” diye soruyor. Arkadaşımız anlatırken dinliyor gibi yapıyor ama dinlemiyor bile ve sözcüklerin anlamsız olduğunu belirtir bir ifade ile; “Bakın bakın benim evim karşı Apartmanda, 5 no’lu zil. 13 Eylül’de zile basın da misafirim olun. Ammaa sakın EVET çıktığı için ağlamayın” diyor. Kadının söyledikleri bir tarafa, söyleyiş tarzı futbol takımı taraftarlarının sohbet ederken kullandıkları üslupta. Şaşkın bir halde birbirimizin yüzüne bakıp kadınlarla daha sonra görüşmek üzere ayrılıyoruz. Akşamın sonunda referandum sırasında yaşadığımız ve tanık olduğumuz diyalogları yazmaya karar veriyoruz.


Bengü’den izlenimler
Bence halkın tepkisi hayır lehine çok olumluydu. Ben genelde şahsıma iltifatlar aldım yaşlı teyze ve amcalar tarafından. Şaka bi yana insanlar diyaloğa açıklar, daha çok sohbete ve paylaşmaya ihtiyaçları var. Sadece bildiri vermek itici olabiliyor. Konuşunca ve değer verildiğini hissedince her iki tarafa da iyi geliyor. Doğrusu ben bu konularda çok deneyimsizim, ancak şunu gördüm ki oyunculuk sahnede öğreniliyor. Bu arada 29 unda nöbetçiyim ve mitinge katılamayacağım için üzülüyorum. Nöbetimi değiştirmek için bütün yollarımı zorladım. İmkânsız ötesi imkânsız. O kadar yani. Çünkü herkes izinde. Mitinge katılamayacağım ama devrimci ruhumu göndereceğim , arkadaşlarımın arasında yürüsün.:)))
Kısa kısa izlenimlerimi paylaşayım biraz da.
• Bir yaşlı amca pışııık işareti yaparak “bende evet diyecek göz var mı kızım hiç” dedi.
• Ben evet demeyi düşünüyorum diyen genç bir adama gene evet deyin ama bunu okuduktan sonra lütfen dediğimde biraz tepeden bir tavırla ben hukuk okudum dedi. Ben de tersten okumuşsun dedim. Kızdım ama ne yapayım.
• “Neye hayır diyeceğinizi bilmek için bunu okumalısınız” dedim birine, o ise; “okumama gerek yok boşuna kağıtlarınızı harcamayın yüz kere bin kere hayır!” dedi. Söyleyecek bir söz bulamadım :)
• Dükkânının kepenklerini indiren bir esnaf cebinden heyecanla CHP üye kartını çıkararak işte bu yüzden HAYIR dedi.
• Yaşlı tonton bir çift, sen canını sıkma tabii ki HAYIR çıkacak tatlı kızım deyip yanağımı okşadı:)
• Bir ekmek fırınına daldım. Oradaki işçi kardeşlerle bir iki kelam daha fazla ettim.
- Abla iki tane bildiri daha ver sen bana komşulara da okutayım
- Umutsuz ifadelerinin ardından, “Son ana kadar ne diyeceğimizi bilmiyoruz ama bu memleketin işi bitmiştir artık” diyen üç kafadara "bu kadar umutsuz olursak gerçekten biter ama, bunu okuduktan sonra kararınıza yaklaşacaksınız” diyorum. “Okuyalım bakalım...”
• 50’li yaşlarda bürokrat görünümlü bir bey; ben senden daha iyi biliyorum tabii ki hayır diyeceğim. Ben hergün onlarca kişiyi hayır demeye ikna ediyorum canım kızım.
• Son olarak;
- Ben evet diyeceğim
- Gene evet diyin ama bunu okuduktan sonra , dediğimde
- Ben hukuk okudum dedi (tepeden bir tavırla)
- Tersten okumuşsunuz ama dedim (demeseydim de olurdu ama kızdım ne yapayım)

Özden’den izlenimler
Pazartesi akşamı Yeldeğirmeni'nde yaptığımız bildiri dağıtımı bence çok hareketli ve verimli geçti. Özellikle Bengü ve Nursel'in insanlarla kurdukları iletişim takdire şayandı :)
Habere nasıl aktarılır bilmiyorum ama, aklımda kalan birkaç örnek şöyle:
• 80 yaşlarında bir amca bültene bakıp "Siz halkevci misiniz?" dedi. Öyle olduğumuzu söylediğimizde bize Kadıköy'deki eski Halkevi'nden söz etti, “Rexx sinemasının oradaydı, bombaladılar orayı” falan diye anlattı. Sanki bizi görünce geçmişe gitti geldi. Referandumda HAYIR diyeceğini söyledi.
• Sonra bir bakkal vardı. Televizyonların her şeyi yalan yanlış verdiğinden, medyanın işin aslını anlatmadığından bahsettik. Henüz referandumda ne diyeceğine karar vermemişti. Konuşma arasında birden, “Tamam” dedi. “Bu gece televizyonu kapatıp, bu bülteni baştan sona okuyacağım ve ona göre karar vereceğim...”
• Aslında kararsız olan insanlar anlattıklarımızı ilgiyle dinlediler. İnsanlar olayın gerçeğini öğrenmek istiyorlardı. Özüne baktığımızda halkın daha çok ezilmesine neden olacak bir anayasa geleceğini söylediğimizde hemen AKP'ye karşıt bir tavır sergileyebiliyorlar. Rahatlıkla "Madem öyle biz de hayır diyelim" diyebiliyorlar. Şimdilik aklıma gelenler bunlar.


Nursel’den izlenimler
Film mi izlesek, sokağa mı çıksak
Günlerden Pazartesi. Haftanın ilk günü. Kadıköy’de, Halkevimizde film gösterisinin dördüncüsü yapılacak. Bir taraftan da toplantı hallerindeyiz. Malum, referandum ve 12 Eylül... Ertelenmemesi gereken bir film gösterimi ve yaklaşan referandum. Ama ben film programını değiştirmemekte inat etmekteyim. Çok sürmedi inadım. Ne kadar çok insana ulaşırsak, ne kadar çok HAYIR dedirtebilirsek EVET diyen dillere düşüncesiyle… Zaman az, iş çok. Boş durmamak, işe koyulmak gerek… Top da atıldı, oruç da açıldı. Bize de yollara düşmek kaldı...
Sokaklardayız
Kapıdan çıkan altı kişiydik. Elimizde bülten ve miting ilanları... Sohbet halinde Halitağa’ya kadar yürüdük. Hedef Yeldeğirmeni’nde; sokak, cadde ve evler... Önce nerden başlasak? “Acaba sesli propaganda yapsak mı?” soruları kafamızda dolanırken, düşündüklerimizden utanarak devam ettik yürümeye : ) O da ne!!! Bengü arkadaşımız dalmış yemek yiyen halkımın arasına, başlamış konuşmaya "Al oku ve aydınlan" , “yalancı bunlar hepimizi kandırıyorlar" dinliyor halkım... "haklısın, zaten ben de HAYIR diyeceğim, yanınızdayım" diyen de var, bizimle açıktan tartışan da tabii “Evet demek gerek” diyen de... Yürüyoruz ve konuşuyoruz, konuşuyorlar. Kapılara bülten bırakıp sokaktan geçenlerle sohbet ederek, tartışarak devam ediyoruz yolumuza… Açık dükkânlara dalıyoruz oralarda... Bülteni alıp "bu gece TV izlemeyip bunu okuyacam" diyen. "Bizler boykotçuyuz ama neden HAYIR diyorsunuz onu da bilelim" deyip bülteni alanlar... Seyyar satıcılara da uzattık elimizi ve bülteni". “Harcamayın bülteninizi ben zaten HAYIR diyecem" diyen satıcı ikna olmadığımızı düşünmüş olmalı ki, "ekmek kuran çarpsın ki, kuran üzerine yemin içerim ki EVET vermiycem. HAYIR diycem" diyerek sokağın bitimine kadar bizimle sohbet ederek yürüdü... Hemen yanı başında taburesinde oturan bir amca…
Halkevleri hep Kadıköyde
Kadıköyün ilk kuşak Halkevcilerinden olduğunu öğreniyoruz. "Reks sineması onun üzerindeydi, Halkevi sonrasında bombalandı" diyerek bize hatırlatma yaptı. Biz de aslında ilk defa ondan duyduk böyle bir olayı. Hoş bir duygu Halkevini ve tarihini unutmayan birinci kuşak ve bizlerin sohbeti... Sohbetteki bir arkadaş halkevimizin yerini tarif etti. Ama eksik kaldı tarifimiz, Tlf no’sunu almayı unuttuk... Olsun; biz başka günün akşamı 20.00 ila 21.00 saatleri arasında birinci kuşak Halkevci amcayı bulup sohbete kalınan yerden devam edeceğimizi düşünerek epeyce insanı ikna etmenin iç rahatlığıyla son verdik gezimize... Ama şimdilik!!!!
Her daim sevgiyle kalın...

Bu yazıya verilen yanıtları görmek için tıklayınız>> RSS 2.0

0 yorum - Kadıköy'den referandum izlenimleri -

Yorum Gönder

GENÇ GÜNDEM

2010 Kadıköyün Sesi - Tasarım: SimplexDesign