Vampirler, kitaplar ve aşk - Melisa T.

Ne tür kitapları okumayı severseniz? Mesela ben fantastik roman düşkünüyümdür. Elime bir kitap aldığımda gözüm hiçbir şeyi görmeden okumaya başlarım. Elime geçen her fırsatta okurum. Zaten kendimi odama kapattığım için fırsat bulamadığımı söyleyemem. Sonra bir bakarım ki kitap en fazla üç günde bitmiş. Annem bu halime bakar ve bana çok kızar. Galiba delireceğimi falan düşünüyor. Bana yüzünü buruşturarak bakar “Sen bu dünyada yaşamıyorsun yakında tamamen kaybolacaksın” der ve ben sinirden köpürürüm. Ona göre ben çok safım ve kitapta yazılanların gerçek olmadığını anlayabilecek zeka kapasitesine sahip değilim. Ne düşünürse düşünsün bu sevdamdan vazgeçemem.

Ejderhalar mı? Ölürüm!

Büyücüler mi? Biterim!

Başka ne sayabilirim ki? Zaman kapıları, farklı diyarlar, mitoloji! Ama özellikle vampirlerin kalbimde ayrı bir yeri vardır. Sırf benim için değil içinde yaşadığım toplumun çoğu için bu böyle!

Mesela Alacakaranlık! Bu kitabı duymadım diyorsanız tamamen toplumdan soyutlanmışsınız demektir. Kitap satış rekorları kırdığı gibi filmi de gişe rekorları kırdı. İnsanı kıskançlıktan öldürecek bir başarı-kıskançlıktan kaç kere öldüğümü söylememe gerek yok- ama bana göre hak edilen bir başarı değil. Kıskançlığımın en büyük nedeni de bu zaten!

Tamam, kabul ediyorum! Bir zamanlar bende Alacakaranlık delilerindendim. Edward için canımı her an vermeye hazırdım. Hatta filmi çıktığında Robert Pattinson’u yakışıklı bile bulmuştum. Tabii annem hiç yakışıklı olmadığını sert bir şekilde yüzüme vurana kadar bunun üzerinde fazla durmamıştım.

Annem benim kendimi iyice kaptırdığımı görünce kitabın hiçbir edebi yönü olmadığını söyledi. Anneme haklı olduğunu bildiğim ve kitaba çok taktığım için kızdım. Sonra benimle alay etmeye başladı. Annem sabahları beni “Bella geldi hadi kalk” diye uyandırmaya çalışıyordu. Babam pekmez yemem için “Pekmez yersen vücudun daha fazla kan üretmeye başlar. O zaman Edward gelir belki “ diyordu.

Bunlara daha fazla katlanamayacağımı anladığım zaman oturup düşündüm. Sevgili yazarımız yaratıcılığını kullanıp hiç var olmayan bir yarattık mı yarattı? Hayır. Vampirler ortaçağda kilisenin insanlar üzerinde hakimiyet kurmak için ürettiği hurafelerdendi. Ve ilk vampir romanını Bram Stoker yazdı. Peki romantizm yeni bir boyut mu kazandı? Bana bir şeyler mi öğretti? Hayır. Sadece zavallı savunmasız bir kızla onun vampirlerin yüz karası sevgilisinin hikayesi. Ama şu gibi bir yararını gördüm. Hiç kitap okuduğunu görmediğim arkadaşlarım kitapçıya gitmeye başladılar. Kitabın yazarının başarısını ve nasıl başardığını görünce kendime güvenim geldi.

Beni üzen bir diğer konu ise aynı yazarın yazdığı bir diğer kitap olan Göçebe’nin Alacakaranlık kadar ilgi görmemesiydi. Çünkü Göçebe çok anlamlıydı. Her ne kadar hayal ürünü olsa da insana verdiği toplumsal mesajlar vardı. Bazı arkadaşlarım kitabı yarım bıraktı çünkü başları sıkıcı gelmiş onlara… Bence de başı sıkıcıydı. (Size bir okuyucu mesajı: Kitabın başı sıkıcı diye yarım bırakayım demeyin. Okuduğum onlarca kitaptan sonra şunu söylemeliyim ki o başı sıkıcı kitapların hepsi en favori kitaplarım oldu. )

Sonra anladım ki insanları kitaba çeken şey sahip olmadıkları şeydi: Aşktı. Çevremdeki insanlar o kadar aç ki gerçek hislere… Ben size dedim ya gerçek olmayan şeyler benim ilgimi çeker diye. Mesela; büyücüler, kurt adamlar. Onları da çeken gerçek olduğuna inanmadıkları aşktı! Ben bunların gerçek olduğuna inanıyorum çünkü ailem bana bunu gösteriyor.

Bunu anlayınca resmen içim cız etti. Acıdım o insanlara ve elbette ki kendime. Toplum o kadar basitleşmişti ki insanlar nefret, entrika ve yalandan başka bir şey görmüyordu. Kendime acıma sebebime gelince. Bende bu toplumun bir üyesiyim. Sen de öyle ve sana da acıyorum. Ailem beni karamsar olarak görebilir. Evet, geleceğime karamsar gözlerle bakıyorum ama bu benim içimde olan bir şey. Sadece yalanlara inandığım için değil.

Şu an benim gözümde toplum bu ve ben bu noktaya o saçma kitabı kendimce sorgularken geldim. Bazen insan kendisiyle tartışınca bazı şeyleri görebiliyormuş demek…

Bu yazıya verilen yanıtları görmek için tıklayınız>> RSS 2.0

0 yorum - Vampirler, kitaplar ve aşk - Melisa T. -

Yorum Gönder

GENÇ GÜNDEM

2010 Kadıköyün Sesi - Tasarım: SimplexDesign